Kilistra: Hristiyanlığın Doğuşu

Kilistra, tarih boyunca çeşitli önemli dönemlere tanıklık etmiş ve bu özel yere dair daha fazla bilgi edinmek için bu sayfayı ziyaret edebilirsiniz. İncelemelerinizi sürdürmek için sitemizi keşfetmeye devam edin...

1 / 3

Kilistra ve Tarihi

Burada Kilistra, tarihi ve özellikleri ile ilgili bilgiler yer almaktadır. Keyifli okumalar...


Kilistra, tarih boyunca çeşitli önemli dönemlere tanıklık etmiş ve bu özel yere dair daha fazla bilgi edinmek için bu sayfayı ziyaret edebilirsiniz. İncelemelerinizi sürdürmek için sitemizi keşfetmeye devam edin.

Kilistra'nın Benzersiz Jeolojik Manzarası

Kilistra antik kentinin içinde bulunduğu Gökyurt köyü çevresindeki Detse ve Botsa (Güneydere ve Yeşildere) beldeleri ile jeolojik olarak benzer özellikler göstermektedir. Köyün yüzey yapısı sağlam ve yıllarca yapısı bozulmayan andezit çakıllıdır. Volkanik patlamalar sonucu ortaya çıkan volkanik küllerden oluşan tüf taşının tek parça halindeki kaya dizelerinden oluşmaktadır. Bu kayalar üzerinde yapılan radyometrik çalışmalar sonucunda özellik bakımından Kapadokya, Ihlara, Karaman Taşkale ve çevresindeki oluşumlarla benzerlik göstermektedir.

Kilistra'nın Tarihi Önemi

Bugüne kadar yapılan araştırmalar sonucunda Helenistik çağdan seramik parçalarına rastlanılmıştır. Bununla beraber Genç Tunç Çağı’na ait bir kabın varlığı da çeşitli kazı çalışmaları ile ortaya çıkarılmıştır. Bu verilere dayanarak kentin tarihinin Helenistik dönemden öte Genç Tunç Çağı’na kadar derine inebileceği öngörüsü güçlenmektedir.

Roma döneminde askeri operasyonların yapılabilmesi için milattan önce 6. yüzyılda Kral Yolu’nun (Via Sebaste) inşasına başlanmıştır. Bu yolun başlangıç noktası Yalvaç’ta olup Kilistra ve Lystra bu yola ait bağlantılar üzerinde bulunurlar.

Roma Döneminde Kilistra

Roma döneminde askeri operasyonların yapılabilmesi için milattan önce 6. yüzyılda Kral Yolu’nun (Via Sebaste) inşasına başlanmıştır. Bu yolun başlangıç noktası Yalvaç’ta olup Kilistra ve Lystra bu yola ait bağlantılar üzerinde bulunurlar.

Kilistra: Hristiyanlığın Doğuşu

Lystra’da yaşayan halk Seydişehir yöresinde bulunan yağmacı Homonad kabilesi tarafından bu yola yakın olmasından kaynaklı çeşitli saldırılara maruz kalmıştır. Dönemin kralı İmparator Augustus bu saldırıları püskürtmek amacıyla bazı askeri koloniler kurmuştur. Bu kolonilerden birini de bu bölgede kurmuş olup 7. Lejyonu buraya yerleştirmiştir. Yağma olaylarının yaşandığı sırada Aziz Paul’un Lystra’ya gelmesiyle beraber Hıristiyanlık hızla yayılmaya başlamıştır. Hem Romalı Pagan ve Musevi güçlerin tacizlerine hem de bölgeye 4 yapılan yağmalara dayanamayan erken Hristiyanlılar bölgenin jeolojik yapısı nedeniyle saklanmak için Kilistra bölgesine göç etmiştir.

Kilistra'nın Mimarlık Mirası ve Gizli Yeraltı Şehri

Yapılan kazılar sonucunda milattan sonra 2-8. yüzyıllar arasında bölgedeki kayalara şekil verilerek bölgede kiliseler, şapeller, mezarlar ve sığınakların yapıldığı ortaya çıkarılmıştır. Yine bugünkü yerleşim alanının altında bir yer altı şehrinin olduğu kesindir.

Kilistra'nın Tarih Boyunca Süregelen Mirası

11. yüzyılda Türk hâkimiyetine giren bölge önce Türkiye Selçuklularının ve Karamanoğulları’nın yönetiminde kalmış 1466 senesinde Osmanlı topraklarına katılmıştır. Elde edilen bilgilere göre Geç Osmanlı Dönemine kadar antik kent yerleşim yeri ile iç içe yaşam sürüldüğü kanıtlanmıştır.

Kilistra'nın Özgün Özellikleri

Kilistra aslına bakıldığında bütüncül bir Orta Çağ kırsal yerleşim yeridir. Yapısında bulunan su kanalları, sarnıçlar gibi diğer kırsal yerleşim unsurlarını bulundurmasından dolayı diğer örnekler içinde ön plana çıkmaktadır.

Kilistra'nın Dokusunu Koruma

Yine diğer yerleşim yerlerinden ayrılan bir özelliği ise Orta Çağ dönemine ait bu yapılara ilerleyen dönemler içerisinde herhangi bir şekilde müdahale edilmemiş, üzerine yeni yerleşim yerleri açılmamıştır. Bundan dolayı bir yapının eski olduğu açık bir şekilde fark edilir haldedir. Yapısal olarak benzerlik gösterdiği Kapadokya ile karşılaştırıldığında bu fark açık bir şekilde belli olmaktadır.